Asuka Dönemi

Asuka dönemi (飛鳥時代), 538 yılından 710 yılına kadar sürmüş ve Nara civarındaki Asuka kentinin başkent olduğu Japon dönemidir. Asuka dönemi aynı zamanda ülkenin adının Wa‘dan Nippon‘a değiştirildiği dönemdir. Kofun döneminin sonlarında temeli atılmış önemli politik, sosyal ve artistik değişimlerin devam ettiği Asuka dönemi, bu yönleriyle Kofun döneminden ayrılıyor olsa bile, ikisi bir araya gelerek Yamato dönemini oluşturmaktadır. Yamato devleti, Asuka dönemi boyunca hatırı sayılır seviyede gelişmeler göstermiştir. Çin’den model alınarak oluşturulan siyasi ve toplumsal örgütlenmeler sayesinde imparatorluk ailesinin gücüne ve yönetimine takviyeler sağlanmıştır.

img_3

Asuka Şehri

Kofun döneminin sonlarına doğru ortaya çıkmış olan Yamato yönetimi, güçlü klanlardan ve geniş ailelerden oluşuyordu. Asuka döneminin başlarında ise Yamato yönetimi, imparatorluk hanedanlığına evrilerek Yamato devletini oluşturdu. Asuka kentinin payitahtlık ettiği bu hanedanlık, Kyushu ve Honshu‘daki diğer klanların üzerinde bir güce sahipti ve klan liderlerine ünvanlar bahşedebiliyordu. Yamato yöneticileri, diğer klanları bastırıp tarım arazilerini ele geçirdikçe, sınırlarını da genişletti ve zamanla Yamato adı Wa ile eş anlamlı bir hâle geldi. Kanji gibi Çin’den ithal edilmiş birçok unsuru Japonya’ya sokan Yamato devleti, gōzoku klanlarının liderlerinin de yönetime katılım gösterdiği merkezi bir yönetim oluşturmuştu. Yedinci yüzyılın ortalarına doğru, tarım toprakları, merkez yönetime bağlı ayrı yönetim birimleri oldular. Böylece ülkeyi beş büyük yedi küçük yönetimsel bölgeye bölen Gokishichidō sistemi doğdu.

Yamato devletinin, o zamanlar Mimana denilen Kore yarımadasındaki Gaya konfederasyonuyla bağları bulunuyordu. Kofunlarda bulunan arkeolojik kanıtlardan yola çıkılarak, ikisinin de aynı seviyedeki soylulara ait sanat eserlerinde ve kıyafetlerde benzerlikler görülebilmektedir. Başka bir kaynak ise, Japonların dış ülkelere Yamato’yu tanıtmak için Çin harfleriyle yazdığı Nihon Shoki isimli edebi eserdir. Bugün fazla kabul edilmeyen bir görüş olmakla birlikte, Japon tarihçiler, Gaya’nın bir Yamato kolonisi olduğu yönünde teoriler ortaya atmışlardır.

Asuka dönemi sırasında, Yamato yönetimi, imparatorluk ailesinin eforlarıyla yeniden canlandı ve yüz yıl içerisinde ulusal hükümeti baştan şekillendirerek merkezileştirilmiş bir devlet anlayışına gidildi. Gōzoku klanlarından Soga klanı, imparatorluk ailesi ile yaptığı evlilikler sonucu, 587 yılında klanın lideri Soga no Umako, yeğeni Sushun‘u imparator yaptırabilecek kadar güçlendi. Daha sonra da ona suikast düzenleyip yerine İmparatoriçe Suiko‘yu getirtti. Japon tarihindeki yedi imparatoriçeden ilki olan Suiko, yönetimin başı olmasına rağmen daha çok Soga no Umako ve İmparator Sushun’dan önceki imparator olan İmparator Yōmei‘nin evlilik dışı bir ilişkiden doğmuş oğlu naip Prens Shōtoku Taishi‘nin iplerini çektiği bir kukla gibiydi.

55667_600[1]

Shōtoku Taishi

Sıkı bir Budist olan ve Çin edebiyatını iyi bilen Prens Shōtoku, bu reform döneminin büyük bir entelektüeli olarak kabul edilir. Tam yetkiye sahip bir gücün iktidarını öngören Tianming gibi öğretilerden etkilenmiş olan Shōtoku, konfüçyanizme ait ünvan ve etik modelini yönetime dahil etti. 603 yılında, farklı renkte şapkalarla birbirinden ayrılan ve yönetimdekileri çalışarak seviye atlamaya teşvik eden on iki seviyeli ünvan sistemini getirdi. Bu ünvanlar, isimlerini konfüçyanizmdeki erdem, insaniyet, ahlak, inanç, adalet ve bilgi gibi değerlerden almaktaydı ve her biri kendi içlerinde de büyük ve küçük olmak üzere ikiye ayrılmaktaydı. 604 yılında, Shōtoku Taishi, devletin misyonlarını ve yürütme kurallarını belirten on yedi yasalık Kenpō Jūshichijō anayasasını yazdı. Budizm etkileri taşıyan bu anayasa; yöneticiye, bakanlara ve halka ait haklar ile görevlerini açıkça belirtmekteydi. Shōtoku, Çin’in yönetim anlayışını örnek alarak, gōzoku klanları tarafından yıpratılmış imparatorluk ailesinin gücünü ve etkisini geri getirmeye çalışmıştı.

Bunlara ek olarak Çin’in takvim ve ticaret sistemini de alan Shōtoku, pek çok Budist tapınağı inşa ettirmiş, yönetim kayıtları derletmiş, Çin’e Budizm ve Konfüçyanizm çalışmaları yapmak üzere öğrenciler yollamış ve Ono no Imoko‘yu Çin’e elçi tayin etmiştir. Shōtoku Taishi’den önce, Çin ile ilişkiler daha çok Wa’nın hediye yollaması ve Çin’in kabul etmesi üzerine kuruluyken, Shōtoku ile birlikte siyasi anlamda Çin ile eşit bir konuma gelinmiştir; Prens Shōtoku, Sui hanedanlığı ile ilişkilerinde sağlam bir tutum sergilemiş ve Çin karşısında duruşunu bozmamıştır; hatta Çin imparatoruna yolladığı mektuplarda “Güneşin Doğduğu Ülke’deki Cennet’in Oğlundan, Güneşin Battığı Ülke’deki Cennet’in Oğluna” ifadesini kullanması Çinlileri kızdırmıştır. Çin tarafından bakıldığında ise, kendilerine hâlâ hediyeler yollamakta olan Japonya, ironik olarak eskisinden bile daha düşük bir konumdaydı, zira artık Japon yöneticiler, Çin hanedanlığı tarafından bahşedilmiş ünvanları taşımıyorlardı. Fakat bu, Yamato yönetiminin Çin ile olağanüstü kültürel ve enetelektüel ilişkiler kurmasına engel olmayarak, yedinci yüzyılda pek çok elçi, rahip ve öğrenci Çin’e resmî görevlerle gönderildi. Bunlardan bazıları orada 20 yıldan fazla kaldı ve geri gelenlerin çoğu da döndükten sonra öne çıkan reformcular oldular.

Prens Shōtoku’nun 622 yılındaki ölümü, reformlarının tamamen gerçekleşmesine ket vurdu. 643 yılında Soga klanı, Shōtoku’nun oğlu Yamashiro Oe‘yi tüm ailesiyle birlikte öldürterek yönetimi ele geçirdi. Aynı dönemde, Çin’e gönderilmiş öğrenciler, Kore yarımadasındaki Silla, Baekje ve Goguryeo krallıkları arasındaki şiddetli çekişmelerin ve Sui hanedanlığını devirerek Çin’i tek çatı altında birleştirmiş güçlü Tang hanedanlığının haberleriyle geri dönmekteydi. Bu haberler, halkın eğitimli kesiminin aklına yönetimde reformlar yaparak devletin gücünü arttırmak ve dışarıdan gelecek olası bir saldırıya karşı hazırlıklı olabilmek üzerine fikirler yerleştirdi. Shōtoku’dan sonra, 626’de Soga no Umako ve 628 İmparatoriçe Suiko da öldükten sonra, iktidarlık üzerinde dönmeye başlamış entrikalar, 645 yılında gerçekleşen ve Soga klanının yönetimi ele geçirmesine karşı yapılan bir saray darbesi ile sonuçlandı. “Isshi Olayı” şeklinde adlandırılan bu ayaklanma, Naka no Ōe ile Nakatomi no Kamatari önderliğinde gerçekleşti ve yönetimin kontrolü Soga ailesinden alınarak Taika reformları yürürlüğe konuldu.

10156

Isshi Olayı

Çin uygulamalarından etkilenmiş Taika reformları, ülke topraklarının yönetiminin ve kontrolünün büyük klanlarda olduğu halihazırdaki sistemin bitirilebilmesi için toprakların yeniden dağıtılmasıyla başlamıştır. 646 yılında çıkan bir yasa ile, uji denen yerel şeflerin, toprakların ve orada yaşayan halkın sahibi olma hakkını feshedildi. Isshi Olayı’nın liderlerinden Naka no Ōe, hanedanlık soyundan geldiği imparatorluğa veliaht prens oldu. Nakatomi no Kamatari’ye ise imparatorluk ailesine olan hizmetlerinden dolayı Fujiwara soyadı verildi ve yeni adıyla Fujiwara no Kamatari, Japon tarihindeki en önemli ailelerinden olan Fujiwara ailesinin ilk üyesi oldu. Yeni yönetim, Japonya’yı tamamen kontrol etmeyi ve imparatorluğun tek güç olmasını amaçladığı için hususi olan çoğu mal ve mülk, kamu malı hâline getirildi. Topraklar, yaşı gelmiş herkes arasında ortak paylaştırıldı ve insanlara vergi karşılığında tarım yapma hakkı tanındı. Tarlalar artık babadan oğula aktarılmıyor, sahibinin ölümüyle tekrar devlete dönüyordu. Vergiler; hasat zamanı elde edilen ipek, pamuk, iplik ve benzeri mahsullere bağlı ödeniyordu. Kamu binaları ve askeri hizmet için de ücretsiz işçilik zorunlu hâle getirildi. Yönetime bir tür “şikayet kutusu” konularak, halka, imparator ile doğrudan bağlantıya geçme şansı sunuldu. Klan liderlerinin ünvanları ellerinden alındı ve imparatora danışmanlık yapması için Sadaijin, Udaijin ve Daijō Daijin rütbeli üç bakan atandı. Ülke, hanedanlık tarafından atanmış valiler tarafından yönetilen bölgelere ayrıldı ve bu bölgeler de semtler ile köylere bölündü. Bir başka önemli değişiklik de, Japonya’nın günümüzdeki ismi de olan Nippon’un diplomatik belge ve kayıtlarda kullanılmaya başlanması oldu.

Taika reformlarından kısa süre sonra, başkentini 660 yılında Tang ve Silla ittifakına kaybetmiş olan Kore’nin Baekje krallığı, Japonya’dan yardım istedi. Baekje ile eskiye dayanan bir dostluğu olan Japonya, büyük bir ordu yolladı ve hatta o sırada 67 yaşında olan İmparatoriçe Saimei, Kyushu’nun kuzeyine giderek operasyonları bizzat yönetti. Ne yazık ki Japon ordusu, 663 yılında Kum Nehri‘nin ağzında Tang ve Silla ittifakı ordusuna mağlup oldu. Bu yüzden Japonya geri çekilmek zorunda kaldı ve Kore yarımadasındaki olaylardan uzun süre uzak durdu.

İmparatoriçe Saimei 661 yılında öldü ve Prens Naka no Ōe, 662 yılında imparator olarak İmparator Tenji adını aldı. Buna ek olarak kendine “kutsal hükümdar” anlamına gelen Tennō ünvanını verdi. Bu yeni ünvanın verilme amacı, Yamato devletinin imajını düzeltmek ve imparatorluk ailesinin tanrısal köklerini belirterek aileyi, Soga klanının darbesi gibi talihsiz politik olayların üzerinde tutmaktı. İmparator Tenji aynı zamanda olası bir Tang ve Silla istilasına önlem olarak Kyushu’ya surlarla kaleler inşa ettirdi ve Taika reformlarında küçük iyileştirmeler yaparak daha pratik olmalarını sağladı.

Screenshot_7

İmparator Temmu

İmparator Tenji’nin farklı annelerden doğma on dört çocuğu olmasına rağmen aralarında imparator olmaya uygun olan yoktu, zira hiçbirinin annesi gerekli politik desteği verebilecek rütbeye sahip değildi. Geriye kalan tek nitelikli aday, kardeşi Prens Ōama idi. Fakat kardeşinin başa geçmesini istemeyen İmparator Tenji, bütün itirazlara rağmen düşük rütbeli bir karısından doğma oğlu Prens Ōtomo‘nun sıradaki imparator olmasına karar verdi. Bu karar üzerine Prens Ōama, kendisinin tehlikede olduğunu düşünerek yönetimdeki görevinden istifa etti. İmparator Tenji’nin kızı ve kendi karılarından biri olan Prenses Unonosarara ile oğullarını yanına alarak Nara’nın Yoshino bölgesindeki dağlarda inzivaya çekildi ve bir rahip oldu.

Bir yıl sonra İmparator Tenji öldü ve emrettiği gibi yerine İmparator Kōbun adı altında oğlu Prens Ōtomo geçti. Gerçekten de yönetimde İmparator Kōbun’un meşruluğunu destekleyenlerin sayısı çok azdı. Bunun üzerine Ōama, İmparator Kōbun karşıtlarından oluşan bir ordu kurarak Yoshino’dan yola çıktı. Mino‘da genç İmparator Kōbun’un ordusuyla çatışan Ōama’nın ordusu galip geldi ve İmparator Kōbun intihara zorlandı.

Jinshin Savaşı olarak tarihe geçen bu olaydan sonra 673 yılında, Ōama imparator olarak İmparator Temmu adını aldı. Taika reformlarına Asuka Kiyomihara adı altında resmiyet kazandırdı. Budizm’de yenmesi yasak olan at, sığır, köpek, maymun ve kuş eti tüketimini yasaklattı. 676 yılında tüm Kore’yi birleştiren Silla Krallığı ile dostluk bağlarını geliştirdi ve düşmanı olan Tang hanedanlığı ile diplomatik ilişkileri kesti.

Asuka Dönemi” üzerine 2 yorum

Yorum bırakın